30 Ocak 2008 Çarşamba

YİĞİDO TOPBAŞI YAPACAK

Yiğidoların tatili bitti. ekibimiz Gaziantepspor maçı hazırlıkları bugün başlıyor.
Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun,bugün öğleden sonra takımın tesislerde bir araya geleceğini ve Gaziantepspor maçı hazırlıklarına başlayacaklarını söyledi.

Geçen hafta sonunda oynadıkları Fenerbahçe maçını unuttuklarını ve önümüzdeki hafta yapacakları Gaziantep maçına hazırlanacaklarını dile getiren
Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun “Fenerbahçe maçı bizim için geride kaldı. Kendi sahamızda yenilmezlik unvanımızı bu maçta bıraktık.
Güçlü bir Fenerbahçe karşısında istediğimiz oyunu planını gerçekleştiremedik. Sonuçta yenildik. Yenilgi bizim için yeni bir başlangıç olacak. Kupa nedeniyle lige verilen arayı iyi değerlendirip Gaziantep deplasmanından puanla dönmenin planlarını yapıyoruz. Deplasmanlar galibiyeti ile yakalayacağımız beri bizi zirveye götürecektir “dedi

TRANSFERLER DEVAM EDECEK
Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun, takıma Gaziantepspor’dan Uğur Yılıdırım’ın kazandırıldığını da sözlerine ekleyerek “ Takıma hem yerli, hemde yabancı futbolcu takviyesinde sona geldik. Bugün yapacağımız transferle takımın gücüne güç katacağız. Turkcell Süper Liginde yiğido ekolü ile fırtına gibi eseceğiz. Hedefimiz şampiyonluk ve bu yolda da devam etmeye kararlıyız “ dedi.

YENİ YİĞİDO YILDIRIM


Sivassporumuz Gaziantepspor΄da top koşturan Uğur Yıldırım ile anlaşmaya vardı.
Sivassporumuzun Teknik Sorumlusu Bülent Uygun, yaptığı açıklamada, Gaziantepspor΄da forma giyen Uğur Yıldırım ile anlaştıklarını söyledi.


Uğur Yıldırım΄ın gözünden bir operasyon geçirdiğini, 2-3 ay oynama ihtimali olmadığını belirten Uygun, ΄΄Durum böyle olunca başkanımızla görüşmüş, 2-3 ay oynama ihtimali olmadığını söylemiş. Başkanımız da, (biz seni almak istiyoruz, seni de böyle olduğu için yolda bırakamayız) demiş. Biz de o şekilde transfer ettik΄΄ diye konuştu.
Bülent Uygun, Uğur Yıldırım ile 2.5 yıllık sözleşme imzaladıklarını açıkladı.

SİVASSPOR BİR HARİKA


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Sivassporumuz hakkında övgüler yağdırdı.
Gazeteci-Yazar Yavuz Donat ile Sivassporumuz hakkında sohbet eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sivassporumuzun elde ettiği başarının tesadüfü olmadığını, kısa sürede takımın yeniden eski başarısını elde edeceğini söyledi.

Turkcell Süper Liginde başarılı sonuçlar alan ve Fenerbahçe yenilgisinin ardından üçüncü sırada yer alan Sivassporumuz ile ilgili olarak görüşlerini dile getiren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Sivasspor bir harika. Başarısının altında amatör ruh var...
Hepsi profesyonel fakat sahaya amatör bir ruhla çıkıyorlar.
Heyecanlılar. Başarıları tesadüfi değil. Sivasspor, Sivas'ın ekonomik ve sosyal gelişimine önemli katkı yapıyor.
Aslında Sivas çok güzel bir yer. Açık hava müzesi gibi. Sivas uzun yıllar ihmal edildi. Şimdi Ankara Sivas hızlı tren projesi gündemde. Bunun bir kolu da Kayseri'de. Göreceksiniz Sivas kısa sürede toparlanacak.
Sivasspor’a tüm Sivaslıların destek olacağına inanıyor ve başarılar diliyorum” dedi

HAYATIMI SPORA ADADIM

Teknik Direktörümüz Bülent Uygun, öğrencilere dobra dobra açıklamalarda bulundu.
Uygun, herkesi spor yapmaya ve Sivasspor’a destek olmaya çağırdı.
Öğrenciler sordu, Uygun cevapladı.


SORU: Sayın Bülent Uygun spora nasıl başladınız? Biraz kendinizden, biraz çocukluğunuzdan bahseder misiniz? Futbolcu olmasaydınız, seçmeyi düşündüğünüz bir meslek var mıydı?

CEVAP: Babam güreş milli takımı antrenörüydü ve bende doğal olarak güreş sporuyla ilgileniyordum ve hayalim çok iyi bir güreşçi olup milli takım mayosu giymekti, minderde de sırtım yere hiç gelmemişti. Arkadaşlarımın hepsi futbol oynuyordu ve bir gün beni de antrenmanlarına çağırdılar ve bende arkadaşlarımı seyretmek için antrenmanlarına gittim. Antrenmana gittiğimde arkadaşlarımın hocası ve sonrada benim hocam olan Ekrem Karaberberoğlu hocam yanıma geldi ve bir kişinin eksik olduğunu beni de antrenman maçında oynatmak istediğini söyledi bende memnuniyetle kabul ettim, ileride ne olacağını bilmeden ve verdiğim o basit evet cevabının hayatımı bu kadar etkileyeceğini bilmeden çok büyük bir karar vermişim. Futbola başlamam gerçekten bir tesadüftü ve ben o zaman 14 yaşındaydım. Futbolcu olmasam yinede sporcu olurdum, bir çok spor dalında başarılı olurdum (güreş, tenis, basketbol, binicilik vb...) ama sporcu olmasam başka bir şey olacağımı zannetmiyorum.

SORU: Kariyerinizden söz eder misiniz?

CEVAP: Sakaryaspor minik takımında futbola başladım. Ankara Şekerspor΄un ardından Kocaelispor΄a t-ransfer oldum. Başarılı bir orta saha oyuncusuydum, 1993΄te Fenerbahçe΄ye t-ransfer oldum. 30 maçta 22 gol atarak 1. Türkiye Ligi gol kralı oldum. Fenerbahçe΄deki 4 sezonda 107 lig maçında 39 gole imza attım, ardından Kocaelispor΄a gittim. Ayağımın kırılması üzerine 1,5 yıl sahalardan uzak kaldım, ardından Dardanelspor, Trabzonspor, Zonguldakspor ve Sivasspor formalarını giydim. 2003 ocak ayında futbolu bıraktım, Sivaspor΄da menajerlik ve 1 yıldır da Teknik Direktörlük yapmaktayım. 11 kez A, 17 kez Ümit, 13 kez A Genç, 14 kez B Genç milli oldum ve milli forma altında 8 golüm var.

SORU: Ülkemizin dört büyük kulüplerinden birisinde uzun yıllar futbol oynadınız. Bunun avantaj ve dezavantajlarını anlatır mısınız?

CEVAP: Büyük takımlarda oynamak her Türk futbocusunun hayalidir ve Allah bunu bana nasip etti. Büyük takımda oynamanın bir çok avantajı var mesela hep gündemde oluyorsunuz gazeteler her gün sizin yaptıklarınızı yazıyor ve sokakta yürürken herkes sizi tanıyor ve maddi açıdan daha çok kazanıyorsunuz bunlar sosyal avantajları spor açısından avantajları ise çok iyi ve yetenekli oyuncularla beraber oynuyorsunuz, kupalar kazanıyor şampiyonluklar yaşayabiliyorsunuz. Dezavantajları ise her zaman iyi oynamalı ve her maçı kazanmalısınız, göz önünde olduğunuz için yaşayışınıza ve hareketlerinize çok dikkat etmek zorunda kalıyorsunuz çünkü sizi örnek alan bir çok genç futbolcu adayı var. Psikolojik açıdan güçlü olmak zorundasınız eğer değilseniz bu sizin için en büyük dezavantaj olabiliyor. Büyüdükçe küçülürseniz dezavantajları ortadan kaldırırsınız.

SORU: Türkiye’de futbol altyapısına verilen önemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

CEVAP: Türkiye’de futbol altyapısı yeterli seviyede değil inancındayım. Bunun birçok nedeni var tabi ki, mesela çocuk ve aile bir seçim yapmak zorunda bırakılıyor ya spor ya da okul dîye tabiki aileler okulu tercih ediyorlar sporun okulu etkileyeceğine inanıyorlar ya da sporu hobi olarak yapmasını istiyorlar çünkü eğitim sistemimiz aileleri bu yöne doğru itiyor. Bu da altyapı oluşumlarını etkiliyor. Kulüplerimizde altyapıya fazla önem vermiyorlar ve fazla para harcamak istemiyorlar. Asgari ücretle iyi sporcular yetiştirmekte gerçekten çok zor. Futbolcu olmak için sadece yetenekli olmak değil aynı zamanda şanslı olmak gerekiyor yani doğru zamanda doğru yerde olmaları gerekiyor.

SORU: Futbolu bıraktıktan sonra çoğu futbolcular antrenör, yorumcu veya menajerlik yapıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

CEVAP: Gerçekten biraz önce söylediğim gibi hem yıllarca futbol oynayıp hem de başka bir alanda eğitim almak zor bir olay. Biz de futbol oynadığımız yıllarda kendimizi bu alanda geliştiriyoruz.

SORU: Onca büyük ilgi, para ve reklama rağmen Türk futbolcusunun yurt dışı takımlara transferi neden çok az sizce?

CEVAP: Her Türk futbolcusu 4 büyük kulüpte oynamak ister ve sonrada Avrupa’ya transfer olmak ister ama Avrupa’da oynamak için sadece iyi futbol oynamanız yetmez psikolojik olara güçlü olmanız gerekiyor. Bunlar da yetmeyebilir kendinizi geliştirmeniz ve yabancı dilinizinde olması gerekli. Takımınızla günde 4 saat antrenman yapsanız geriye kalan zamanda konuşacak birşeyler paylaşacak insanlar arasınız bunu yapamazsanız başarılı olma şansınızda azalır. Bir diğer etkende ligimizde oynanan maçların avrupa tv lerinde gösterilmemesi. Bir diğer konuda eğer bir futbolcumuz Avrupa΄da oynayacaksa Avrupanın büyük kulüplerinde oynamak istiyor, zaten Avrupayla tesis ve maddi kazanç bakımından fark kalmadı.

SORU: Sporculuk hayatınız kamp, antrenman ve maçlardan ibaretti. Bu durum aile yaşamınıza nasıl yansıdı?

CEVAP: Aile yaşantısı açısında gerçekten çok zor oluyor. Bir ailenin gereksinimi olan ilgiyi ve sevgiyi tam anlamıyla gösteremiyorsunuz, evli nisanızda bekar hayatı yaşıyorsunuz ama kamp ve maçlardan arta kalan zamanlarda bunları telafi etmek için çalışıyorum.

SORU: Spor paylaşmayı, fedakarlığı ve hangi dil, din, ırk, renk ve görüşte olursanız olun bir arada bulunmayı ve ortak eğilimi gerektirmektedir. Sporun ruhu böyle bir sonucu öngörmesine rağmen, toplumsal gelişmeler bunun tam tersini göstermekte. Şiddet ve fanatizmin arttığını gözlemlemekteyiz. Bunu neye bağlıyorsunuz?

CEVAP: Bu konu şuanda bütün dünyanın tartıştığı bir konu. Şiddet ve fanatizm sadece spor da değil yaşamın her yerinde olmaya ve artmaya başladı. Hayatın her kesimden insanlar maç seyretmek için stadlara geliyor ve desteklediği takımın kazanmasını istiyor galibiyetten başka sonuç olacağına inanmıyor oluncada tepkiler artıyor. Sevinçleri ve üzüntüleri abartmamak lazım yaptığımız işlerden keyif olmamız lazım ve en önemlisi bir birimize saygı duymamız lazım. Stadlarımızı hafta sonları ailelerin birlikte gelip eğlenebilecekleri yerler haline getirmemiz gerekiyor.
www.sivasspor.com.tr